6 Ocak 2009 Salı

Yemezsen arkandan aglar, aglarsa anam aglar!!


Malumunuz taniyanlar bilirler, Almanya'ya gelmemdeki en büyük amaclardan bir tanesi farkli sistemlerin isleyislerini irdelemek ve kendi kültürümüze entegrasyonu saglayabilmenin yollarini aramakti..

Buradaki dostlardan sevgili Firat ile konustuk bu mevzuuyu.. Biomüll.. Yani organik cöp konusu.


Burada fotoğrafta gördüğünüz gibi cöp atmak öyle "yigit hadi abi bugun copleri sen atsana be.. " seklinde olmuyor. Copu atacak olan adamin kesinlikle iq seviyesinin en az normal standartlarda olmasi lazim. Yani Yigit dedigimiz kisinin aklina güvenmeli, bu isi kotarabilecegini sezinlemeliyiz cöp atmaya gönderirken..

Senelerce tabakta biraktigimizin arkamizdan agladigina inandik. Yedik yedik yedik.. Sonunda, bir cogumuz benim gibi olmasa da balkonumsu bir türk kasi sendromuna yakalandik. Evet bu cirkin oldugu icin soylemiyorum ama hepimizde bir imza gibi var.. (Tamam tamam bende biraz fazla var..) Peki buradaki sistemde yasasaydik? Yemedigimiz yemek mi arkamizdan aglayacakti? Yoksa anamiz mi?

Şayet "Oğlum yemediğini bırak, ama öyle tabağında değil, sonrasında gübre imal edilmek üzere ayırdığımız organik çöp torbasına boşalt!!" uyarılarını alsaydık ne selülitli bacaklar hakkında her gün onlarca haber reklam edilecekti, ne de arkadaşlarım benim Türk Kas'ıma laf edeceklerdi..

Olsun sonuçta ben kaslarımla mutluyum.. Ama peki ya sonra??

Sonraki nesillerde geri dönüşüm olayın kavrayabilecek miyiz? Emin değilim.. Ümitli miyim? Galiba ümitli de değilim..

5 Ocak 2009 Pazartesi

Gittim, Gördüm peki ya sonra?

Kisa bir suredir Almanyada'yim ve sürekli gezmeye calisiyorum. Almanya'nin bir cok yerini gittim gezdim gördüm.. Acaba hangisinde yasayabilirim? Neden? Bu konuyu her gezdigim yerden sonra yeniden güncellemeyi düsünüyorum..

Aslina bakarsaniz Almanyanin garip bir yani var. Her sehir bir cok ozelligi ile birbirine benziyor..

Bir cok sehrinde Frankfurter Strasse, Berliner Strasse olmasi gibi. Mimariler de birbirlerine cok benziyor.. Tüm arkadaslarim gibi Türkiyede camiiye gitmedigimiz kadar burada Kiliseye gittik her sehirde.. Acikcasi artik en buyukleri bile ilgimizi cekmiyor.. Cunku hepsi birbirine benziyor.. Tipki bizim camiiler gibi..

O yuzden kucuk sehirler yerine buyuk sehirlere gidip farkliliklari yasayabiliyorum. Ama kucuk sehirler hep birbirine benzediginden bir schönes wochenende* ile gezmenin yeterli oldugu kanisindayim..

Söyle bir gittigim sehirleri yazmaya kalkarsam..

Bonn, Giessen, Baden Baden, Hamburg, Heidelberg, Munih, Karlsruhe, Berlin, Bremen, Wiesbaden, Frankfurt, Köln..

Siralama da daha sonra gelecek.. az bekleyin..

*schönes wochenende : Almanya'da hafta sonlari arkadaslarinla, esinle colugunla cocugunla gezebilesin diye indirimli tren bileti var. Bilet 5 kisiyi kapsiyor ve Almanyanin her yerine 2.sinif (ki bana gore Türkiyedeki 1.sinif trenlerden daha iyi ve hizli..) yolculuk yapabiliyorsun.. Kelime anlami mutlu haftasonu olmakla birlikte bilet fiyati 35€'dur.. Yani kelle basi 7 avro..

20 Kasım 2008 Perşembe

Blog kurdum hos buldum!!

Kapattilar yanki uyandirdi, aklimi celdi..

Kapattiklarinda basladim blog takip etmeye.. Ilgimi cekti.. E benim de paylasacaklarim var dedim kendi kendime ve salayim gitsin dedim..

Actik enteresan bir baslikla bu blogu.. Evet ariyorum hala bilgiyi.. Bulan bilen konan gocen duyan isiten kim varsa destekcilerim onlar..

Cumleten hayirlisi olsun..